Bak şimdi… hayatta bazen durursun, bi’ nefes alırsın, etrafa bakarsın… ve dersin ki: “Benim biraz bambuya ihtiyacım var.” Bildiğin yeşil, huzur, sessizlik. Ama sonra elindeki telefona bakarsın, dünyadan kopmak istiyorsun ama yine ekran başındasın. İşte o an Big Bamboo giriyor sahneye. Hani derler ya, “dingin ama kazandıran.” Ha işte bu tam öyle bir şey.
Big Bamboo deyince aklına önce şu sevimli panda geliyor değil mi? Gelmesin. Bu panda öyle sağa sola yatıp bambu kemirenlerden değil. Bu oyunda o panda senin şansın. Denk geldi mi… resmen cüzdana “günaydın” diyor. Her sembol, her çark dönüşü bir başka heyecan. Hele bir de bambular açılıyor ya… of. Resmen yüreğim kıpır kıpır oluyor, içimden diyorum: “Panda kardeş, devam et böyle.”
Slotter üzerinden oynuyorum zaten. Kasmıyor, takılmıyor. Her şey net, sade. Oyun başladığı anda, o yeşil ambiyansla birlikte ruhun rahatlıyor. Ne yalan söyleyeyim, ilk başta çok şey beklememiştim. Dedim “ne olabilir ki, birkaç bambu çubuğu dönüyor işte.” Ama sonra bir baktım, dönüyor da nasıl dönüyor. O çubuklar açılıyor, altından sürprizler çıkıyor. Hani bazen dersin ya “şu işten para çıkar mı?” Bu oyundan çıkar be abi. Hem de tatlı tatlı, sakin sakin.
Big Bamboo’nun olayı ne biliyor musun? Sessiz sedasız başlaması. Sanki meditasyona girmişsin gibi bir atmosfer. Sonra pat, bambu çatlayıveriyor. Altından altın mı çıkar, çarpan mı gelir, bonus mu gelir… bilmeden bekliyorsun. O heyecan yok mu… insanı diri tutuyor. Her an bir şey olacak hissi, başka bir yerde yok.
Hele o mystery sembolleri yok mu… dönüyor, dönüyor, dönüyor… sonra pat diye aynı sembole dönüşüyorlar. Kalpten götürecek gibi ama iyi yönden. Gerçekten bazen diyorum, bu kadar sürprizi başka nerede bulurum? Slotter’da bir tek. O yüzden zaten başka site aramıyorum. Bambu deyip geçme. Bu oyunda hem zen var hem de para.
Bir de oyun çok adil hissettiriyor. Hani bazı slotlar olur, ne yapsan boş, dönüyor ama boşuna dönüyor. Big Bamboo’da o yok. Kazanmasan bile kaybederken bile keyif alıyorsun. Çünkü her şeyin bir sebebi var gibi. Bir dönüş boşsa, “tamam” diyorsun, “bir sonrakine hazırlanıyordur.” Ve genelde de öyle oluyor zaten.
Oyun dediğin sadece eğlence değil. Biraz da umut işi. Big Bamboo’da bu fazlasıyla var. Hem ruhu dinlendiriyor hem de arada şöyle bir çılgın kazanç bırakıyor. İnsan ister istemez bağlanıyor. Şans mı, kader mi, yoksa pandanın duası mı bilmiyorum ama bu oyun bir başka.
Slotter sağ olsun, bu oyunu öyle bir sunuyor ki sanki Uzakdoğu’dan paketlemişler, önüne getirmişler. Açıyorsun, huzur. Dönüyorsun, kazanç. Kapatıyorsun, gülümseme. Daha ne olsun?
Şimdi dostum... Eğer bir slot oyunu seni Amerika’nın bozkırlarına götürüyorsa, kafanı bir çevirip de o…
Şimdi kardeşim, otur bir anlatayım sana bu “Caramel Hot” meselesini. Hani bazen canın tatlı ister…
Şimdi şöyle... Oturmuşsun, kafanda dünya kadar dert. Derken bir ses fısıldıyor kulağına: “Dön şu makarayı,…
Bak dostum... Versailles deyince aklıma ilk gelen şey “lüks.” Altın varaklı kapılar, koca saray, gıcır…
Slotter'da gezinirken bir anda renk patlaması yaşadım. Fruit Party çıktı karşıma. Dedim “bu kadar meyveyle…
Slotter’da geziniyordum, amacım belliydi: biraz stres atayım, çark döndüreyim, ruhum rahatlasın. Derken karşıma çıktı bu…